Temel Prensipler

TMA Türkiye, reel sektör işletmelerinin ülke ekonomisine sağladığı katma değeri artırmak için finansal ve operasyonel yapılandırma süreçlerinde temel prensiplere dayalı çözümler sunmayı hedeflemektedir.

Bir sivil toplum kuruluşu olarak, reel sektör işletmelerimizin ekonomimize sağladığı katma değeri artırma misyonuyla hareket ediyoruz. FOYDER olarak finansal ve operasyonel yapılandırma süreçlerinde, paydaşlarımızla paylaşacağımız önerilerimizin dayanağını oluşturan temel ilke ve prensiplerimizi kamuoyunun dikkatine sunuyoruz.

Bu kapsamda, işletmelerin ekonomik sürdürülebilirliğini desteklemek adına bağımsız bir önleyici yeniden yapılandırma kanununa ihtiyaç duyulmakta ve yapılandırma sürecine girecek işletmelere ilave finansman sağlanmasını kolaylaştıracak mekanizmalar oluşturulması önem taşımaktadır. İşletmelerin finansal raporlarının denetlenebilirliği ve doğruluğu, yapılandırmanın şeffaf ve güvenilir bir zeminde yapılmasını sağlayacaktır. Süreçte uzman finansal ve operasyonel yapılandırma profesyonellerinin etkinliği artırılmalı, yapılandırma sonrasındaki izleme fonksiyonları sürecin doğal bir uzantısı olarak konumlandırılmalıdır. Mevcut yasal düzenlemelerdeki engelleyici unsurların yeniden değerlendirilmesi ve tasfiye süreçlerinin daha etkin hale getirilmesi de TMA Türkiye’nin önem verdiği konular arasındadır. Ayrıca, teminatların hızlı likidite edilmesi, sorunlu alacakların menkul kıymetleştirilmesi, girişim sermayesi yatırım fonlarının etkin kullanımı ve erken uyarı sistemlerinin kurulması ile işletmelere yönelik destekleyici bir yapı oluşturulması amaçlanmaktadır. Tüm bu prensipler, TMA Türkiye’nin paydaşlarıyla birlikte ekonomiye uzun vadeli katkılar sağlamasını mümkün kılmaktadır.

Finansal ve Operasyonel Dönüşümde Rehber İlkeler

Reel sektör işletmelerinin sürdürülebilir ekonomik yapılara dönüştürülebilmesi için bağımsız bir “Önleyici Yeniden Yapılandırma Kanunu”na ihtiyaç bulunmaktadır. Bu kanun, işletmelerin finansal ve operasyonel yapılarını yenileme süreçlerini destekleyecektir.

Yapılandırma sürecine giren işletmelerin “ilave finansman” gereksinimlerini karşılayabilecek mekanizmaların geliştirilmesi, bu sürecin başarılı sonuçlanması için kritik bir unsurdur.

İşletmelerin muhasebe sistemleri ve oluşturdukları kayıtların şeffaf, doğru ve denetlenebilir olması, güvenilir bir yapılandırma sürecinin temel taşını oluşturur.

Yapılandırma süreçlerinin etkinliğini artırmak adına, bu alanda uzmanlaşmış profesyonellerin katkısı ön planda tutulmalıdır. Yapılandırma sonrası izleme ve gözetim işlevleri, sürecin ayrılmaz bir parçası olarak konumlandırılmalıdır.

5411 Sayılı Bankacılık Kanunu’nda yer alan zimmet suçunun yeniden yapılandırma süreçlerinin etkinliğini artıracak şekilde yeniden değerlendirilmesi gerekmektedir.

Tüm işletmeler yapılandırılmaya uygun olmayabilir. Bu nedenle, ülke ekonomisine katkısı olmayan veya etik dışı faaliyetlerde bulunan işletmeler için etkin bir tasfiye süreci oluşturulmalıdır.

Teminatların adil, hızlı ve etkin bir şekilde nakde çevrilebilmesi adına, mevcut sürelerin kısaltılması ve süreçlerin iyileştirilmesi gereklidir.

Bankaların doğrudan veya varlık yönetim şirketleri aracılığıyla alacaklarını Girişim Sermayesi Yatırım Fonları gibi yapılara devredebileceği sistemlerin geliştirilmesi önem arz etmektedir.

Sorunlu alacakların standartlaştırılarak menkul kıymetleştirilmesi, ikincil piyasa yapılarının oluşmasına ve risklerin yayılmasına katkıda bulunacaktır.

İşletmeler için erken uyarı kriterleri belirlenerek, sorunların erken tespiti ve çözümü için gerekli sistemlerin kurulması sağlanmalıdır.

Bizimle İletişime Geçin

Sorularınız mı var? TMA Türkiye olarak size en kısa sürede yardımcı olmak için buradayız. Detaylı bilgi ve destek için bizimle iletişime geçin.